İnci Aral'ın Ölü Erkek Kuşlar Adlı Romanında Kadın Kimliği


Tezin Türü: Yüksek Lisans

Tezin Yürütüldüğü Kurum: Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, Kadın ve Aile Araştırmaları Anabilim Dalı, Türkiye

Tezin Onay Tarihi: 2023

Tezin Dili: Türkçe

Öğrenci: FERAY ŞAHİN

Danışman: Hanife Nalan Genç

Özet:

Toplumsal cinsiyet kimliğinin anlatımı, her ne kadar cinsler arasındaki farklılık tanımlamalarıyla inşa edilse de sınıflamada aksın iki ucunda yer alan ve toplumsal kurgunun biyolojik farklılıktan hareketle ayrıştırdığı ikili kategorinin “ben kimim?” sorusuna verdiği yanıtla iç içe geçmiş, birbirinden ayrıl(a)mayan ve birinin diğerine göre biçimlenen doğasını ortaya koyar. Cinsiyet hiyerarşisinin rol dağılımını, davranış yörüngesini belirleyen her türlü kurumsal yapı, kültürel aktarım, toplumsal beklenti ve yasanın toplamı olarak ‘öteki’ kimliği var eden toplumsal cinsiyet, bireylerin kendilik tanımının içinde yer alan cinsiyet kimliğinin topoğrafyasını verir. Bu nedenledir ki kadın kimliğine ilişkin çözümleme, toplumsal cinsiyeti ortaya çıkaran dinamiklerin sonuçlarıyla birlikte ele alınmasını gerekli kılar.

Bu tezin öncelikli amacı Çağdaş Türk yazınının önemli yazarlarından İnci Aral’ın kadın duygusu, kadın duyarlığı üzerinde yükselen Ölü Erkek Kuşlar adlı romanında başkahraman Suna’nın öznelliğinden yola çıkarak benzer duyumsama, düşünüş, yaşayış, yazgıyla ortaklaşan kadına dair çözümleme yapmaktır. Yapıt, kadın kahramanın kişisel tutkusunu/tarihini önceliyor görünmekle birlikte bu yaşantıda toplumsal/kültürel olanın kişisel olanı çepeçevre sarmasıyla bireysel deneyimi aşıp benzerlerini tahlile ortak eder. Roman, kadın-erkek ilişkilerine, toplumsal değer ve yargılara ilişkin model sunar. Çalışmada cinsiyet eşitsizliğini meşrulaştıran kültürel aktarımlar, toplumsal cinsiyet kalıp yargıları, ataerkil algılayış ve tutumla kadınlığın ‘üretimi’ arasındaki bağı ortaya koymak hedeflenmiştir. Bu amaçla tezde nitel araştırma yöntemi kullanılarak içerik analizi yapılmış ve bir sonuca ulaşılmıştır. Bu sonuca göre, ailede başlayan toplumsallaşma süreci ve devamında çeşitli sosyal yapı, kültürel birim aracılığıyla desteklenerek yeniden üretilen toplumsal norm ve ahlaki değerler kadın kimliğinin şekillenmesinde belirleyicidir. Kadınlığın üretimi toplumsal, kültürel örüntülerden bağımsız olmadığı gibi bunlara karşı gelişen direnme ediminin kimi kez tarihsel, toplumsal, kültürel olanın lehine edilginleştirildiği ortaya çıkar. Bu durum, toplumsal cinsiyetin işlerliğinin kanıtını sunar. Buna göre, feminist gündemin başat kimi konularının güncelliğini koruduğunun sağlamasını ortaya koyan ve kadınlık konumunun bilgisini veren bu çalışmanın feminist söylemin yazın ayağına açılan parantezi genişleteceği düşünülmektedir.