Günes enerjisini bünyelerine kimyasal enerji olarak bağlayan bitkiler, enerji sektöründe yeni ve yenilenebilir kaynak olarak düsünülmektedir. Buna baglı olarak son yıllarda biyoyakıt tesislerinin kurulumunun arttıgı görülmektedir. Sektörün en önemli sorunu ise hammadde teminidir. Yag açıgının giderek arttıgı ülkemizde ise bu konu daha da önem kazanmakta ve alternatif düsünceler ortaya konmaktadır. Bu çalısma ile tütün tohumlarının da yeni alternatifler arasında, yer alması gerektigi ortaya konmak istenmistir. Zira tütün tarımında, yaprak tütünler, ana ürün olarak alınmakta, tohumlar ise yag içerigi yüksek olmasına ragmen düsük verimi nedeniyle tarlada bırakılmaktadır. Hâlbuki kimyasal ve biyodizel özellikler bakımından tatmin edici sonuçlar veren tütün tohumu yagı, tahmini olarak 14 bin ton ham yag potansiyeli ile degerlendiremedigimiz varlıklarımızdandır. Yag ihtiyacının %70’inin ithalat ile karsılandıgı ülkemizde hiçbir bitkisel ham yag kaynagının israf edilmemesi ulusal çıkarlarımız için zorunluluktur.
The plants which can convert solar energy into chemical energy within their own bodies are considered as a new and renewable source in the energy sector. Accordingly, we have recently observed an increase in the number of biodiesel plants. The biggest problem faced by the sector is the provision of raw material. In our country, which has an increasing amount of deficiency in oil, this problem is even bigger and alternative ways are sought. This study aimed to demonsrate tobacco seeds as one of the alternatives because after the tobacco leaves are collected from the field, tobacco seeds are left on the field due to their low yield. However, these seeds have high level of oil and have produced satisfying chemical and biodiesel results. This in result leads to a 14000 tone-loss of raw oil potential. Thus, it is obligatory for Turkey to save raw vegetable oil sources in our country, where 70% of the oil is imported.
