MUHAMMED IKBAL'IN MEYDAN OKUYAN HAYATI VE ELEŞTIREL DÜŞÜNCESI


KURŞUNOĞLU M. S.

Muhafazakar Düşünce Dergisi, cilt.1, sa.47, ss.57-90, 2016 (Hakemli Dergi) identifier

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 1 Sayı: 47
  • Basım Tarihi: 2016
  • Dergi Adı: Muhafazakar Düşünce Dergisi
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.57-90
  • Ondokuz Mayıs Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Muhammed İkbal, düşünceleri ile Hint Alt Kıtası Müslümanlarının kolonyalizm karşısında kendilerini yeniden yapılandırmalarına ve nihayet Pakistan'ın 1947'de kurulmasına neden olmuştur. İkbal'in düşünceleri aynı zamanda Müslüman birey ve toplumların Batı hegemonyası karşısında kendi modern varoluşsal düzlemlerini kurmalarını sağlayacak niteliklere sahiptir. İkbal, şiir ve felsefesinde eleştirel inceleme yöntemini belirler. O sürekli eylem ve hareketle şimdiki zamana ve mutlak kudretin yaratıcı faaliyetine katılmayı öngörür. Yeniden tanımlayıp yapılandırdığı benlik ile modern bir toplum oluşturmaya çalışır. Onun eleştirileri, varlığın birliği, aşkın mestliği, gibi tasavvufla alakalı konu ve kavramlarla Grek Felsefesi temelli bir rasyonalite inşa eden Müslüman filozoflar üzerine yoğunlaşır. Ona göre varlığın aktüel ve mutlak halini sürekli elinde tutan Kuran-ı Kerim, bu nedenle düşünce ve inançta kaynak olarak benimsenmeli ve kâinat ile birlikte okunarak, Müslüman bir birey ve ulus inşa edilmelidir.
Muhammed Iqbal's thought led to the reconstruction of the Indian sub-continental Muslims vis-àvis colonialism and finally led to the establishment of Pakistan in 1947. Iqbal's thoughts also have the qualities enabling the Muslim individuals and communities to establish and continue on their own existential platform against the Western hegemony. Iqbal used the critical analytical process in his poetry and philosophy. The main purpose of Iqbal is to reach current actuality and participate the creative activities of the omnipotence with the idea of continuous action and movement. His critique especially focused on the widespread applications of both Sufi topics: the unity of essence (wahdat al-wujud) and ecstasy of divine love. He also criticized the Muslim philosophers who built a kind of Greek rationality instead of the Holy Quran. According to him, Quran, permanently maintaining the current and absolute state of presence of the Universe, should be considered a source of thought and faith.