10th INTERNATIONAL19 MAY CONGRESS OF INNOVATIVE SCIENTIFIC APPROACHES, Ankara, Türkiye, 3 - 04 Ekim 2023, cilt.1, ss.127-134
Kapitalizmin son durağı neoliberalizmle birlikte tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de emeğin
niteliğinin değiştiği görülmektedir. Bu süreçte güvencesiz, esnek çalışma hızla yaygınlaşıp bir norm
haline gelirken, kadınlar yerleşik toplumsal cinsiyet rolleri doğrultusunda belirli sektörlerde
yoğunlaşmakta ve eğreti çalışma koşullarından daha çok etkilenmektedir. Bu sektörlerden biri de
zincir marketlerdir. Adeta her köşe başında açılan ve gıda perakende sektöründe yer alan zincir
marketler, patriarkal kapitalizmde kodlanan haliyle klasik anlamda kadın işi (bakım işleri, temizlik
işleri, sekreterlik vb.) diyemeyeceğimiz bir iş olmasına rağmen oldukça yüksek oranda kadın çalışan
istihdam etmektedir.
Peki, marketlerde çok fazla istihdam olanağı bulan bu kadınlar ev ve çalışma hayatını birlikte nasıl
deneyimlemektedir? İş ve ev hayatını birlikte yürütmeye çalışırken nelerden feragat edip, ne tür
kazanımlar elde etmektedir? Karşılaştıkları sorunlara ne tür çözümler üretmektedir? Bu sorular,
araştırmanın temel soruları olup, markette çalışan kadınların gözünden çalışma hayatının eve
yansımaları anlaşılmak istenmiştir. Öyle ki, söz konusu cinsiyetçi iş bölümü olduğunda, onun
yansımalarını toplumsal cinsiyet rolleri çerçevesinde ve ev/çalışma hayatı kesişiminde görmek önem
kazanmaktadır.
Bu doğrultuda, araştırmada, Bim, Şok ve A101 marketlerinde çalışan 15 kadınla görüşmeler
gerçekleştirilmiştir. Marketlerin seçiminde, söz konusu indirim marketlerinin gerek istihdamda gerek
mağaza sayılarında gıda perakende sektörünü adeta domine etmeleri etkili olmuştur. Verileri elde
etmek ve yorumlamak için nitel araştırma tekniklerinden faydalanılmış, katılımcılarla yüz yüze
görüşülerek, yarı yapılandırılmış görüşme formu ve derinlemesine mülakat tekniği kullanılarak veriler
toplanmıştır.
Araştırmanın vardığı en temel sonuca göre, markette çalışan kadınlar, işyerindeki sosyalleşmenin
daha güçlü hissetmelerine sebep olduğundan, daha özgüvenli hissettiklerinden ve aile içindeki söz
haklarının arttığından bahsetmişlerdir. Ancak buna rağmen, kadınların çalışma hayatına katıldıktansonra da evdeki işlerin sorumluluğundan kurtulamadıkları ya da işin evdeki diğer kadınların
sorumluluğuna bırakıldığı ve bu yönüyle mevcut toplumsal cinsiyet rejimi tarafından beslenen
“kadının özel alandan sorumlu olması” halinin sürdürüldüğü görülmüştür. Ayrıca kadınların çalışırken
çocuk bakımı için en büyük yardımı yine kendisine en yakın olan bir başka kadından, annelerinden
aldığı görülmüştür.
Anahtar kelimeler: zincir marketler, kadın emeği, toplumsal cinsiyet